Mide tıkanıklığı, tıbbi literatürde 'Pilorik Stenoz' olarak bilinir. Bu durum, mide çıkışında yer alan ve mideyi ince bağırsaklara bağlayan bölgenin tıkanmasıyla ortaya çıkar. Mide tıkanıklığı, özellikle yeni doğan bebeklerde görülür ve yetişkinlerde neredeyse hiç rastlanmaz. Bu nadir hastalık, ciddi sonuçlar doğurabilecek bir durumdur. Aile bireylerinden kalıtsal genler nedeniyle oluşan durumlar dışında, mide tıkanıklığının kesin nedeni bilinmemektedir.

Erkek bebeklerde bu hastalığın görülme olasılığı, kız bebeklere oranla 5 kat daha fazladır. Araştırmalar, bu hastalığın erkek bebeklerde 150'de 1 oranında görüldüğünü göstermektedir. Eğer yeni doğan bir bebekte mide tıkanıklığı varsa ve bu durum doğum sonrası fark edilmezse, bebek beslenmesini yaptıktan hemen sonra yediği besinleri kusmaya başlar. Bu durum, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir ve kusma sırasında kan görülmesi gibi ciddi belirtiler de ortaya çıkabilir.

Mide tıkanıklığı sırasında, midenin çıkışında ve ince bağırsakla mideyi birbirine bağlayan kısımda bir tıkanma meydana gelir. Bu tıkanma nedeniyle yiyecekler sindirim işlemi için bağırsaklara geçemez. Hastalık sahibi olan bebek, tüketime çalıştığı besinleri sindiremediği için ağızdan kusma yoluyla geri çıkarır. Bu durum, yeni doğan bir bebek için çok ciddi bir rahatsızlıktır. Eğer bu duruma müdahale edilmezse, bebek yeterli miktarda sıvı, besin ve anne sütü alamaz ve büyük ölçüde kilo kaybı yaşar. Bu kilo kaybı, bebeğin derisinin buruşmasına ve yaşlı bir insanın derisi gibi görünmesine yol açar.

Mide tıkanıklığının teşhisi, yapılan muayeneler sonucunda konulur. Fiziksel muayeneler yetersiz kaldığında, ultrasonografik yöntemlere başvurularak hastalık belirlenir. Erken teşhis, hastalığın tedavi edilmesi için oldukça önemlidir. Teşhis konulduktan sonra yapılması gereken ilk iş, en kısa sürede bebeğin ameliyat edilmesidir. Bu operasyon sonrasında bebek, 5-6 saat içinde normal bir şekilde beslenmeye başlayabilir. Operasyonun ardından ölüm riski oldukça düşüktür.

Mide tıkanıklığı, genellikle doğumdan sonraki ilk birkaç haftada belirti verir. Bu belirtiler arasında sürekli kusma, kilo alamama ve dehidrasyon yer alır. Hastalığın teşhis edilmesinde, aile öyküsü de önemli bir faktördür. Ailede benzer durumlar yaşanmışsa, bu bilgi doktor için değerli olabilir. Ayrıca, hastalığın tedavisinde ameliyat dışında başka yöntemler de araştırılmaktadır, ancak cerrahi müdahale en etkili ve hızlı sonuç veren yöntem olarak kabul edilir.