Mide, sindirim sisteminin önemli bir organıdır. Düzenli ve dengeli beslenmek, birçok hastalıktan uzak kalmamızı sağlar. Vücudumuzu gereğinden fazla dikkatsiz kullanırsak, birçok rahatsızlıkla karşılaşmanın kaçınılmaz olduğunu unutmamak gereklidir. Mide kaslardan oluşmuş bir yapıya sahiptir ve yiyecekler mideye geldiğinde hızla kasılarak dalgalanmalar meydana getirir. Bu sayede mide içindeki gıdalar sindirilmiş olur. Mide, bir ucu yemek borusuna diğer ucu ise bağırsaklara bağlı olan sindirim sistemi organıdır.

Midenin iç kısımlarında mide bezleri bulunur ve bu bezler mide suyu ve asit salgılar. Bu enzimler yemek henüz mideye gelmeden kokusuyla bile harekete geçer ve salgı yapmaya başlar. Bu salgılanan enzimler yemeğin sıvı hale gelmesini sağlar. Proteinleri parçalayarak mideden atılmasına yardımcı olur. Asitler de mide için oldukça etkilidir ve enzimlerin düzenli hareketi için gereklidir. Asitler mideye gelen yiyecekler içindeki zararlı bakterileri yok eder ve böylece zehirlenmelerin önüne geçilmiş olur. Mide duvarlarında kalın bir tabaka daha vardır ve bu tabakanın ismi mukustur. Mukus, mide suyunun asit ve enzimlerin parçalanma sırasında mideye zarar vermesini engeller.

Her yıl yüzlerce mide rahatsızlığı nedeniyle hastaneye giden hastaların yaklaşık yüzde dördü mide alınması operasyonu ile karşılaşmaktadır. Bu rahatsızlık, kadınlara oranla erkeklerde daha yoğun görülmektedir ve yaş ilerledikçe bu hastalığın daha fazla görüldüğü saptanmıştır. Midenin alınmasının başlıca sebebi kanserdir. Bu hastalar normal kişilere göre daha tuzlu beslendiği görülmüştür. Bu hastalık ülkelere göre farklılık gösterir. Örneğin, salamura yiyecekleri daha fazla tüketen Japonya'da bu oranın çok yüksek olduğu tespit edilmiştir. Tuz oranını azaltarak bu hastalıktan bir nebze uzak kalabiliriz. Yapılan çalışmalarda işlenmiş et ve et ürünlerini fazla tüketen kişilerde de görülme olasılığının saptanmıştır.

Mide kanseri riskini azaltmak için taze meyve ve sebzelerin tüketilmesi önemlidir. Bu besinler bol miktarda antioksidan içerir ve özellikle C vitamini yüksektir, bu da mide astarını yıpratmaz ve riski azaltır. İyi beslenmek ve bilinçli bir tüketici olmak, bu hastalıktan korunmanın önemli yollarındandır. Ayrıca sigara ve alkol kullanımı da mide kanserini oldukça etkiler. Sigara içmek, mide kanseri riskini iki katına çıkarır. Sigara bırakılırsa, tahribat azalır ve hastalık riski geriler. Asit reflüsü de kanser riskini artırır çünkü mide asidinin yemek borusuna geri gitmesi yemek borusunu tahrip eder ve enfeksiyon kaparak kanseri tetikler.

Mide kanseri olan kişilerin çocukları ve kardeşlerinin de bu hastalığa yakalanma riskinin araştırmalar ortaya koymuştur. Erken dönemde mide kanseri olan kişilerde mide kanamaları mide anemisine sebep olabilir. Vücutta kırmızı kan azalır ve kişi kansızlık ile karşılaşır, böylece rengi soluk ve halsiz, yorgun görünür. Kan kusmaları da görülebilir. Mide kanseri olan hastalarda kan pıhtısının görülme olasılığı daha fazladır. Şişen bacaklar, ani göğüs ağrıları ve nefes darlığı da kanser belirtisi olabilir. Aşırı halsizlik, karın bölgesinde şişlik kanser evresiyle ilgilidir. İştahsızlık ve aşırı kilo kaybı hastalığın ileri evrelerini gösterir. Dışkıda kan görülmesi de belirtilerden biridir. Bu belirtiler sonunda doktorun yapacağı endoskopi ile kanser tanısı konur. Gerekli testler uygulandıktan sonra mide alınması süreci başlar. Yapılan tüm kontroller sonunda müdahale yapılır. Tümör alınır, hastalığın aşamasına göre midenin bir bölümü veya tamamı çıkarılır. Ardından kanser tedavisi, kemoterapi ile hasta tedavi edilmeye çalışılır.